• İştahsiz Çocuk
Sağlık

İştahsiz Çocuk

  • 17 Haziran 2020
  • 18970 Kez Okundu

Özel Çorlu Reyap Hastanesi Uzm. Dr. Salih Aydın Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Uzmanı




Anne-babaların tamamı çocuklarının tüm yönleriyle sağlıklı birer birey olarak yetişmelerini ister. Çocukların fiziksel ve zihinsel gelişiminde, okul başarısında beslenme düzenlerinin nasıl olduğu büyük önem taşımaktadır. Yeterli çeşitlilikte ve dengeli beslenerek sağlıklı bir şekilde büyüyen çocuklar yetiştirebilmek için ailelerin doğru bilgiler ışığında doğru uygulamalar yapmaları gerekmektedir. Bu yazıda iştahsız çocuk olarak adlandırılan çocuklarla ilgili bilinmesi gereken önemli noktalara değinilecektir.

Bir gıdaya karşı çocuğun hissettiği yeme isteği olarak tanımlanan "iştah" kuşkusuz her çocuk özelinde bireysel olarak değerlendirilmesi gereken bir durumdur. Sağlıklı bir şekilde büyüyen her dört çocuktan birinde, büyüme geriliği olan her 10 çocuktan sekizinde iştahsızlık görülmektedir.

Değerlendirme yapılırken öncelikle tespit edilmesi gereken çocuğun gerçekten iştahsız bir çocuk olup olmadığıdır. Klinik pratiğimde benim de sıkça karşılaştığım bir şikayet olan iştahsızlıkla başvuran hastaları değerlendirdiğimde bir kısmında gerçek bir iştahsızlık sorunu olmadığını görmekteyim. Çocuk yeterli, çeşitli ve dengeli olarak beslenmekte fakat aile yanlış bir değerlendirme yaparak yetersiz beslendiğini düşünmektedir. Bu noktada aileye gerekli bilgilerin verilmesi sorunu çözmektedir.

Çocuk hekimi tarafından gerekli ölçümler ve beslenme öyküsü alınarak değerlendirilip iştahsız olarak nitelendirilen çocukların bir kısmında sebep olarak altta yatan hastalıklar bulunmaktadır ve uygun şekilde tedavi edilmektedir ve bu yazının konusu değildir. Altta yatan bir hastalık olmadığı halde iştahsızlık, yeme bozukluğu tespit edilen hastalarla ilgili dikkat edilmesi gereken hususları aşağıda sıralamaya çalıştım:

Çocukların yeme bozukluklarının değerlendirilmesi anneden başlar. Gebelik öncesi, gebelik süresince, emzirme dönemi ve sonrasında yemek seçen, yeterli çeşitlilikte beslenmeyen annelerin çocuklarında yeme bozuklukları görülmesi daha olasıdır. Sebze yemeyen bir anneni çocuğunun bir sebze canavarı olması beklenemez.
Çocuklar anne-babalarını taklit ederek öğrenirler. Aile sofrasında sağlıksız gıdalar, olumsuz bir beslenme düzeni varsa bu aileden yetişen çocuk da bu düzene uyacaktır. Anne-babası kola içen, cips tüketen bir çocuk brokoliye bayılmayacaktır.
Çocukluk çağındaki yeme bozukluklarının temeli ek gıdaya geçiş dönemie dayanmaktadır. 6. aya kadar yalnızca anne sütüyle beslenen bebek 6. aydan itibaren besinlerle karşılaşmaktadır. Bu dönemde yapılacak hatalar ileri yaşlarda yeme bozukluklarına yol açacaktır.
Çocukların beslenme içeriğine, ne yiyeceğine anne karar vermeli ve bu konuda ölçülü bir otorite sağlamalıdır.
Çocuğun ne zaman ve nerede yemek yiyeceğine de anne karar vermelidir. Beslenme için küçük yaşlarda mama sandalyesi, sonrasında normal sandalye ile çocuğun aile sofrasına katılması ve anne-babasını yemek yerken izlemesi ve bu sayede yemek yemeye özendirilmesi gereklidir.
Beslenme için çocuğun acıkmasına izin verilmeli, öğünler arasında yeterli süre bırakılmalıdır. İçecek olarak uygun miktarda ve yalnızca su önerilmektedir. Yemek öncesinde ve sırasında fazla miktarda su verilmemelidir.
Televizyon, tablet, telefon vb aygıtlar çocuğun dikkatini dağıtmakta  ve yemekle bir bağ kurmasını engellemektedir. Bu nedenle çok gürültülü olmayan, hafif ışıklı bir ortamda beslenme sağlanmalıdır.
Öğün esnasında veya öncesinde şekerli içecekler içilmesi, öğünler arasında atıştırmalık kuruyemiş vb verilmesi tokluk hissi yaratacağından beslenmeyi engelleyecektir. Meyve suları, gazlı içecekler, meyveli sütler çocuk beslenmesinde önerilmemektedir.
Çocuğun sevmediği, reddettiği gıdalar hemen beslenme listesinden çıkarılmamalıdır. Damak tadının gelişmesi öğrenilen bir süreç olduğundan reddedilen gıdalardan vazgeçilmemeli, düzenli aralıklarla tekrar tekrar denenmelidir. Bu denemeler 10-15 defayı bulabilir. Pes edilmemeli ve sabırlı olunmalıdır.
Öğün süreleri 30 dk civarında sınırlandırılmalıdır. 1 saati bulan, annenin elinde yemekle çocuğun peşinden koştuğu bir beslenme tarzı çocukta gıdaya karşı olumsuz bir algının oluşmasına sebep olacağından kaçınılması gereken bir uygulamadır.
Anne-babanın istediği şekilde yemeğini yediğinde çocuğa bir ödül veya tersi durumunda ceza uygulanması sağlıklı yeme alışkanlığının oluşmasını engelleyeceğinden önerilmemektedir.
Son olarak çocuğun tombul yanaklarının olmasının tek başına sağlık belirtisi olmadığı ve anne-babanın başarı kriteri olarak değerlendirilmemesi gerektiği bilinmelidir. Tersi durumda da çocuğun yaşıtlarına göre bir miktar zayıf olması sağlıksız olduğu veya anne-babasının başarısız olduğu anlamına da gelmemektedir.