Belediye İş Sendikası Trakya Şube Başkanı İbrahim Özçelik asgari ücretle ilgili yaptığı açıklamada, “Bugün Türkiye’de 8 milyondan fazla işçi asgari ücret alıyor, asgari ücret insan onuruna yakışır şekilde olmalıdır” ifadelerini kullandı.
Geçtiğimiz Temmuz Ayı’nda enflasyon yükselmesin diye asgari ücrete zam yapılmadığını ama hayatımızı etkileyen her ürüne zam yapıldığına dikkat çeken İbrahim Özçelik, asgari ücret belirlenirken bunların dikkate alınması gerektiğine dikkat çekti. “Toplumun çoğunluğunun, açlık sınırının altında kalan bir ücretle yaşamaya mahkum edilmesi kabul edilemez” diyen İbrahim Özçelik insan onuruna yakışır bir asgari ücretin belirlenmesi gerektiğine dikkat çekti.
TÜRK-İŞ İŞÇİ TARAFI OLARAK İŞÇİLERİN TALEPLERİNİ VE YAŞADIKLARI ZORLUKLARI DİLE GETİRMENİN SORUMLULUĞUNU TAŞIMAKTADIR
Asgari ücret görüşmeleriyle ilgili konuşan Belediye İş Sendikası Trakya Şube Başkanı İbrahim Özçelik, “Asgari Ücret Tespit Komisyonu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan başkanlığında ilk toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıya TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, TİSK Genel Sekreteri Akansel Koç ve diğer komisyon üyeleri katıldı. Komisyon toplantısına katılan TÜRK-İŞ Heyetinde bu yıl asgari ücret ile çalışan Selma Sayın (Aşçı), Nihan Koçak (Kuaför), Durmuş Öztürk (Karayollarında Taşeron İşçi) ve Sezer Özseven (Basın Mensubu) yer aldı. Katılımcılar Komisyon üyelerine asgari ücret ile geçimin zorluklarını anlattılar ve asgari ücretin insanca yaşanabilir bir ücret seviyesine getirilmesini istediler. Toplantıda 2. Asgari Ücret Tespit Komisyonu Toplantısının 16 Aralık 2024 Pazartesi günü saat 14.00’te Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda yapılması kararlaştırıldı. TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısında şu açıklamalarda bulundu: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının çağrısı üzerine 2025 yılında geçerli olacak asgari ücreti tespit etmek için toplanmış bulunuyoruz. TÜRK-İŞ, bu komisyonda asgari ücretin belirlenmesi sürecinde, işçi tarafı olarak işçilerin taleplerini ve yaşadıkları zorlukları dile getirmenin sorumluluğunu taşımaktadır. Bu sorumluluk tarihi bir sorumluluktur. Çünkü asgari ücret, milyonlarca işçinin ve ailesinin yaşam şartlarını doğrudan etkileyen, bu nedenle son derece önemli olan temel geçim kaynağıdır. Madem işçi tarafı olarak bu masada müzakere yapmak için bulunuyoruz ve milyonlarca insanın adına konuşacağız, o zaman çok dikkatli ve adil olmak gerekir. Adil olmak içinde hesabı iyi yapmak gerekir. Geçmiş yıllarda birçok kez emekçiyle, işçiyle uzlaşı sağlanmadan belirlenen asgari ücretin, toplumu getirdiği yaşam şartları ortadadır. Bu nedenle, sayın komisyona bu yıl gerçekçi ve sürdürülebilir bir asgari ücret belirlenmesi için, işçinin sesini duyarak, dikkate alarak hesap yapmanın önemini vurgulamak istiyorum. Birçoğumuz her sabah daha gün ağarmadan erkenden evimizden ayrılıp işimize gidiyoruz. Alın terimizle yaşam mücadelesi veriyoruz. Hepimizin temel amacı, ailelerimize daha iyi bir yaşam sağlamak, çocuklarımızın eğitim ve sağlık ihtiyaçlarını karşılamak ve onlara güvenli bir gelecek sunmaktır. Ancak, bugünkü yaşam şartlarına baktığımızda, mevcut asgari ücretle geçinmenin ne kadar zor olduğunu, hatta imkânsız hale geldiğini görüyoruz” dedi.
ENFLASYON ARTMASIN DİYE, TEMMUZ’DA ASGARİ ÜCRETE ARA ZAM YAPILMADI. FİYATLAR YÜKSELMEYE DEVAM ETTİ
Açıklamasını sürdüren Özçelik, “Öncelikle, yaşam maliyetleri sürekli artmaktadır. Gıda, barınma, ulaşım, sağlık ve eğitim gibi temel ihtiyaçlarımızın maliyeti son yıllarda ciddi şekilde yükselmiştir. Maaşlarımız, bu artışları karşılayacak düzeyde değilken, her geçen gün geçim sıkıntılarımız daha da derinleşmektedir. Enflasyon oranları bir yana, temel ihtiyaçlarımızı karşılamak bile güçleşmiştir. Ne enflasyon oranlarının, ne mevcut geçim koşullarının sorumlusu işçi değildir. Bu hesapta işçi canını dişine takıp emeğini ortaya koyandır. Ülkemizin ekonomik durumu ve büyüme oranları göz önünde bulundurulmalıdır. Biz işçiler, ülkemizin ekonomik büyümesine doğrudan katkıda bulunuyoruz. Üretimdeki ve verimlilikteki artış, bizlerin özverili çalışmalarının sonucudur. Ülkedeki ekonomik büyümenin adil paylaşılması, emeğimizin hak ettiği değeri bulması için; asgari ücretin alım gücünün insana yakışır bir yaşamı karşılaması gerekmektedir. Halen ele geçen net asgari ücret günlük 667 TL’dir. Önemli olan, asgari ücrete hangi oranda zam yapılacağı değildir. 2025 yılında geçerli olacak asgari ücretin satın alma gücü ne olacaktır? Asgari ücret mevzuatta şu şeklide tanımlanmaktadır: İşçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücrettir… Sözün özü, asgari ücret tespitinde öncelikle dikkate alınması gereken husus, çalışanların geçim şartlarıdır. Geçim şartları her geçen gün ağırlaşmaktadır. Enflasyon artmasın diye, Temmuz’da asgari ücrete ara zam yapılmadı. Fiyatlar yükselmeye devam etti. Asgari ücrete ara zammın yapılmadığı Temmuz ayında, elektrik ve doğalgaza yüzde 38 zam yapıldı” dedi.
ENFLASYONUN NEDENİ ASGARİ ÜCRET DEĞİLDİR, ÇALIŞANLAR ENFLASYONUN MAĞDURUDUR
“Enflasyonun nedeni asgari ücret değildir. Çalışanlar enflasyonun mağdurudur” diyen İbrahim Özçelik, “Asgari ücretin alım gücünde son 20 yılda artış olduğu söylenmektedir. Ama geldiğimiz noktada bir günlük asgari ücretle bir kilo et bile almak mümkün değildir. Başta gıda fiyatları ve kira olmak üzere birçok temel mal ve hizmetin fiyatındaki artış devam etmektedir. Milyonlarca ücretli çalışan, yetersiz ücret nedeniyle borç içindedir. Asgari ücret konusunda herkes bir rakam telaffuz etti, temennilerini dile getirdi. Bu önemde TÜRK-İŞ olarak bir rakam söylemedik. Biz asgari ücretin tespitinde temel alınması gereken şartları işaret ettik. TÜRK-İŞ Konfederasyonu olarak komisyona her sene olduğu gibi, dersimizi çalışmak bir yana, ezber edip geldik. Çünkü 37 yıldır her ay, bakın her yıl demiyorum, her ay düzenli olarak yaptığımız açlık ve yoksulluk sınırı araştırmamızı kamuoyuyla paylaşıyoruz. Çalışanların geçim koşullarını ortaya koymak ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat değişikliğinin aile bütçesine yansımalarını belirlemek amacıyla yapıyoruz. Ülkemizde 8 milyon asgari ücretle çalışanın olduğu unutulmamalıdır. Toplumun çoğunluğunun, açlık sınırının altında kalan bir ücretle yaşamaya mahkum edilmesi kabul edilemez. Emeğiyle alın teriyle çalışan emekçi, açlığa, yoksulluğa mahkum edilmiş, yardıma muhtaç hale gelmiştir, “Toplumda adalet ancak insanların yardıma muhtaç olmadığı bir sistemde mümkün olabilir.’’ TÜRK-İŞ olarak toplumun girdiği bu darboğazı 20 Ekim’de Ankara’da gerçekleştirdiğimiz eylemle ortaya koyduk. 150 bin emekçinin katıldığı eylemde sesimizi duymayanlara hep birlikte, ‘zordayız geçinemiyoruz’ dedik” ifadelerini kullandı.
ASGARİ ÜCRET BELİRLENİRKEN TÜM ŞARTLAR ADİL BİR ŞEKİLDE DEĞERLENDİRİLSİN
“Biz işçiler, asgari ücretin belirlenmesi sürecinde dikkate alınması gereken tüm bu şartların, adil bir şekilde değerlendirilmesini talep ediyoruz” diyen Özçelik, “Ekonomik olarak sürdürülebilir bir yapıya sahip olması için dengeli bir ücret politikası geliştirilmelidir. Hepimiz, insan onuruna yakışır bir yaşam sürmek, ailelerimize güvenli bir gelecek sunmak istiyoruz. Asgari ücret çalışmalarında belirleyici olan Hükümetin asgari ücrete olan yaklaşımı ve bakış açısı bu yönde olmalıdır. Beklentimiz, asgari ücretin pazarlık konusu yapılmadan, insanca yaşamaya yetecek bir ücretin tespit edilmesidir. İşçi kesimi olarak komisyon çalışmalarına katkımız bu çerçeve içinde mümkün olacaktır. Yapılacak çalışmaların ülkemize ve taraflara yararlı olmasını ve olumlu sonuçlanmasını temenni ederim” ifadelerine yer verdi.
İMDAT ŞAHİN