Ergenlik Üzerine
Begüm Şişman Tufan
Ergenlik, duygusal iniş ve çıkışların sık sık meydana geldiği bir zamandır.Yaşça küçük ergenler kendilerini bir an dünyanın zirvesinde diğer bir an ise yerin dibinde hissedebilirler. Duygularını nasıl ifade edebileceklerini bilmeden çok fazla surat asarlar.Çok az bir tahrikle ya da hiç tahrik edilmeden, hoşa gitmeyen duyguları diğer kişiye yansıtarak ebeveynlerine ya da kardeşlerine patlayabilirler.
Bu
dönemde ergenler kim olduklarına, nasıl biri olduklarına ve yaşamda ne
yapacaklarına karar vermekle karşı karşıyadır. Mesleki rollerden, romantik
rollere dek çok sayıda yeni rolle karşılaşırlar.Kimlik arayışlarının bir
parçası olarak ergenler psikososyal moratoryum yaşarlar. Bu, çocukluk döneminin
güvenliği ile yetişkin dönemi özerkliği arasındaki dönemdir. Bu zamanlarda
yaşanılan çelişkili roller ve kimliklerle başarılı biçimde başa çıkabilen
gençler canlandırıcı ve kabul edilebilir bir benlik duygusu ortaya
çıkartırlar.Fakat, kimlik krizini başarılı bir biçimde çözümleyemeyen ergenler
içe kapanır ve kendilerini akran ve ailelerinden yalıtırlar, ya da akranlarının
dünyasına dalarak kimliklerini kalabalıkta kaybederler.Bu moratoryum süresince
ergenler farklı roller ve kişilikler denerler. Bir an tartışmacı, diğer bir an
işbirlikçi olabilirler.Bir gün derli toplu, diğer bir gün özensiz
giyinebilirler.Bir hafta bir arkadaşını severken,ertesi hafta ondan nefret
edebilirler.Bu kişilik deneyleri ergenlerin dünyada kendi yerlerini bulmada
planlı çabalarının bir parçasıdır. Ergenliğe eşlik eden hazır cevaplılık,
asilik ve hızlı duygudurum değişimleri karşısında ebeveynler şaşkına döner ya
da öfkelenir. Fakat ebeveynlerin , ergenlere farklı roller ve kişilikleri
araştırmak için zaman ve olanak sunmaları çok önemlidir.
Araştırmalara
göre, beşinci sınıftan dokuncu sınıfa doğru, hem kız hem de erkeklerin ‘ çok
mutlu olma’ durumlarında %50 oranında,bir azalma olduğu bulunmuştur.( Larson ve
Lampman-Petraitis,1989).Bir testten alınan düşük puan, cüzdanını kaybetme ve
bir arkadaş ile çatışma tüm bunlar tetikleyici unsurlar olabilir. Ergenler
tarafından belirtilen günlük stresli olayların çoğu kişiler arası ilişkileri,
özellikle de ebeveynler, akranlar ve romantik partnerlerle çatışmayı
içermektedir.(Seiffe-Krenke, Aunola ve Nurmi, 2009)Kız ve erkek ergenlerin,
okulla (iyi not alamama),ebeveynleriyle(ebeveynleriyle kavga etme), kendisiyle
ilgili problemlerle(görünüşünden hoşlanmama),eğlence(yeterli parasının
olmaması)ve gelecekleriyle (işsiz kalma) ilgili konularda stres yaşantıları
arasında bir farklılık yoktur. Ancak kız ergenler ilişki stresine daha
duyarlıdır ve akranlarından yardım almayı da içeren stresle başa çıkma
stratejilerini daha aktif kullanır.
Bu dönemde yetişkinler, sıklıkla değişen ruh halinin, ergenliğin normal bir yanı olduğunu fark etmeleri ve çoğu ergenin sonunda karamsar zamanları atlatıp daha yetkin yetişkinler olacağını öngörmeleri gerekir. Başkalarından alınan destek stresle başa çıkmanın önemli bir yönüdür.Aile üyeleri, arkadaşlar ya da uzman psikolog gibi başkalarına olan yakın ve olumlu bağlanma, ergenlerin yaşamlarında devamlı bir koruyuculuk üstlenir.( Shaver ve Mikulincer, 2012)
Adolescence, ( John, W. Santrock )
Yazı 12024 kez okunduBegüm Şişman Tufan Köşe Yazıları
- Anaokuluna Uyum Süreci
- Çocuklarda Öfke Nöbeti İle Başa Çıkma
- Dikkat Eksikliği Ve Yetiştirme Biçimi
- Çocuklarda Oto Kontrolü Geliştirmek
- Çocuklarda Özgüveni Geliştirmek
- Bağlanma' Nın Çocuklar Üzerinde Etkisi
- Çocuklarda Korkuyu Yenmek
- Duyguların Çocuklar Üzerindeki Etkisi
- Çocuklar İçin Tatil
- Ergenlik Üzerine
- Çocuk Yetiştirmede Ebeveyn Yaklaşımı
- Babalık Hali
- Babalık Hali
- Çocuklarda Beslenme Alışkanlığı İçin Altın Öneriler
- Çocuklarda Teknoloji Bağımlılığı Ile Başa Çıkabilmek
- Kardeş Kiskançliği
- Boşanma Süreci Ve Çocuklar
- Çocuklarla Ölümü Konuşmak